- ÜCRETSİZ KARGO -
ÖMÜR BOYU GARANTİ
- ÜCRETSİZ KARGO -
ÖMÜR BOYU GARANTİ
Doğanın Eşsiz Yeşili: Zümrüt

Doğanın Eşsiz Yeşili: Zümrüt

Renk: YeşilMohs(Sertlik): 7.5-8Çıktığı Ülkeler: Kolombiya, Afganistan, Zambiya, Zimbabve, Rusya

Bu Valeria Pırlanta blog yazımızda zümrüt taşı hakkında bilgiler verip sizleri bilgilendirmeyi amaçlıyoruz. Değerli taş dendiğinde ilk akla gelen, gemolojistler(değerli taş bilimci) tarafından en pırlanta, safir ve yakut ile birlikte en değerli dört taş arasında gösterilen zümrüt beril mineralinin alt türlerinden birisidir ve ilk keşfedildiği günden beri değerli taşlar arasında yerini almış ve insanlığı büyülemiştir. Valeria Pırlanta ekibi olarak en sevdiğimiz taşlardan olan zümrütün hem güzelliği hem de kıymeti bizleri de büyülemektedir.Öncelikle hep beraber zümrüt kelimesinin ne anlama geldiğine kısaca bir göz atalım. Valeria Pırlanta’nın favori değerli taşlarından olan zümrütün kelime kökeni Arapça zumurrud veya Farsça zumrud kelimelerinden gelir ve direkt olarak “bir değerli taş” anlamına gelir. Yani zümrüt kelimesi kendi kendini açıklayan bir kelimedir.

Valeria Pırlanta olarak zümrütün tarihiyle ilgili araştırmalarımızı yaparken iki farklı görüşe denk geldik. Birinci görüş; zümrütün incilde ve talmudda bahsedilen bir taş olduğu iken diğer görüş bu bahsedilen taşın garnet olabileceğini söyler. Fakat bunlardan ayrı olarak, ilk zümrüte rastlanılan kaynaklar zümrütün milattan önce 2000 yıllarında Yukarı Mısır diye adlandırılan bölgede bulunduğunu belirtse de popüler hale gelmesi MÖ 1. Yüzyılda Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın kullanmasıyla olmuştur. Meşhur Roma imparatoru Nero’nun da zümrütlere sahip olduğu söylenmektedir. Sonrasında ise sınırlı olan madenlerin tükenmesi yahut zümrüt madeni çıkarma tekniklerinin unutulması sebebiyle uzun yıllar popülerliğini yitirmiş olan zümrüt karşımıza tekrar İspanyolların Güney Amerika’yı keşfetmesiyle çıkar.



Bugün bilinen en büyük zümrütlerden birisi Moghul Mugal Taşı Katar’ın başkentindeki Doha’da bulunan İslam Sanatları Müzesi’nde sergilenmektedir. Tam olarak 217.80 karat ağırlığındaki bu zümrüt 1,383.93 karat ağırlığındaki Devonshire Zümrüt’ünden sonraki en büyük ve görkemli zümrüttür. 

Kolombiya’daki zümrüt madenlerinin keşfedilmesinden sonra 19. Yüzyılda Rusya Federasyonu’nun Ural bölgesinde de zümrüt madenleri bulunmuştur. Sonrasında Amerika ve Avrupa’da cılız da olsa madenler bulunsa da asıl zümrüt madenleri Zambiya ve Afganistan’da keşfedilmiştir. Bugün en kıymetli zümrüt Kolombiya’da çıkarılırken Afganistan ve Zambiya zümrütleri de popülerliğini kaybetmemiştir. 

Eskiden zümrütlere pek çok erdem atfedilirdi. Taşın takıldığında epilepsiye karşı koruyucu olduğuna, ağızda tutulduğunda ise dizanteriye şifa olduğuna inanılıyordu. Kadınlara doğum sırasında yardımcı olması, kötü ruhları kovması ve takan kişinin iffetini koruması gerekiyordu. En ilginç olanı ise zümrütün sahip olduğu canlandırıcı yeşil renginin görme duyusuna iyi geldiği inanılıyordu.

Fiziksel özelliklerine gelince zümrüt taşının fiziksel özellikleri temelde beril ile aynıdır. Kırma ve dağıtma güçleri yüksek olmadığından kesme taşlar çok az parlaklık gösterir. Bu mücevhere olağanüstü değer kazandıran muhteşem rengi muhtemelen az miktardaki kromdan kaynaklanmaktadır. Taş kuvvetli bir şekilde ısıtıldığında rengini kaybeder.

Valeria Pırlanta olarak sizler için hazırladığımız bu blog yazısını umarım beğenmişsinizdir. Sizlere en kaliteli zümrüt taşlarını ve diğer değerli taşları sunmaktan gurur duyuyoruz.